Bitmek tükenmez alışveriş çılgınlığı…Oniomania

08.04.2016 11:05 440 Görüntülenme

İşe giderken, bir tatil günü gezerken ya da acil bir yerlere yetişmemiz gerekirken etrafımızı kuşatan ışıltılı, rengarenk mağaza vitrinlerine takılmayanımız yoktur. O benliğimizi kuşatan kıyafet, aksesuar ve buna benzer birçok nesnenin harikulade ustalıkla sergilendiği o mağazalara girmesek bile vitrinlerin önünde günümüzün belli bir süresini harcamaktan mutluluk duyuyoruz.

Mutluluk ihtiyacımız arttıkça, vitrin önlerinde geçirilen ve harcanan paraların oranı da paralellik gösteriyor. Artık, alışveriş bir çılgınlık halini aldı. Ve bu çılgınlığın neresinde duracağımızı bilmek şart oldu. Sürekli değişen mevsimlik moda rüzgarları ve bunu takip etmeye çalışan bir çok kişi bu çılgınlığı giderek büyüyen bir zincir haline getiriyor. Tabi bu durumu tetikleyen birçok neden var. Ama önce durup bir düşünmelisiniz. Yaptığınız alışveriş miktarı ihtiyaçlarınızın ne kadar üstünde. Peki, bunları düşünürken alışveriş hastası olabileceğiniz aklınıza geldi mi? 


Alışveriş hastası mıyım?

Son zamanlarda ihtiyaç duymadığınız her şeyi alıyor musunuz? Dışarı her çıktığınızda X marka bu kadar indirim yapmış, Y marka kampanya başlatmış bahaneleriyle her seferinde aliniz kolunuz paketlerle dolu eve mi geliyorsunuz? Gardırobunuz belki bir gün şuraya gidersem giyerim diye düşünüp aldığınız, ancak hala etiketleriyle duran kıyafetlerle mi dolu? Ayakkabı ve çanta alışverişinde bir türlü kendinize hakimiyet kuramıyor musunuz? Peki ya bütün ay deli gibi çalışıp kazandığınız maaşınızdan geriye kalan size bir şey ifade etmiyor mu?  Üstelik bütün bu aldıklarınızın çoğunu eve geldiğinizde beğenmiyor musunuz? “Biri beni durdursun” cümlesini sık sık söyler mi oldunuz?  Ya da geceleri vicdanınızla boğuşurken, aldığınız her şeye mantıklı bir neden arayarak kendinizi mi kandırmaya çalışıyorsunuz? O zaman durup düşünme zamanı. Özeleştiri yapmalı ve bazı gerçeklerle yüzleşmelisiniz.

Yukarıdaki bütün sorulara cevabınız evet ise üzgünüm bu çılgınlığa kapılmışsınız. Yine üzgünüm, çünkü gerçek olan siz bir ALIŞVERİŞ HASTASISINIZ.

Nedir bu oniomania?

Tıp dilinde oniomania olarak adlandırılan ve compulsive shopping olarak da bilinen alışveriş hastalığı, kişinin ihtiyacı ve yeterli parası olmaksızın, düşüncesizce birçok şeyi satın almasıdır. Dizilere konu olmaya başlayan oniomania, özellikle benim de müdavimi olduğum Avrupa Yakası dizisinde yaratılan Şahika karakteri ile gözler önüne serilmekte.

Alışveriş hastalığına kapılan kişiler alışveriş sonrası sıkıntı ve suçluluk duyarlar. Alışveriş yapamadıkları zamanda sıkılır ve kendilerini kötü hissederler. Bu sıkıntılarını gidermek içinde tekrar alışveriş yaparlar. Bu durum tam bir kısır döngüdür. Kişi bunu bilinç dışı yapmaya başlar. Kendilerini kısa bir süre rahatlamış hissederler. Kişi aslında bu sayede artan mutsuzluğunu bastırmaya çalışır. Paylaşılamayan mutsuzluk kişiyi bu yönde bir rahatlamaya iter. Aile içinde yaşanan sıkıntılar, , kendini sözel ifade edememe, yaşanılan sorunları uygun dille açıklayamama gibi iletişim problemleri kişide sıkıntı ve gerginlik hali yaratır. Öte yandan, kişinin özsaygı ve özbenlik algısındaki düşüklük, kendini yeterli görmeme, kendi özelliklerine değil sahip olabileceklerine değer verme gibi birçok kişisel neden bu hastalığa yakalanmanın temel nedenleridir.

Alışveriş hastalığından söz edilse de, tıpta henüz hastalık sınıflandırması içinde değildir. Ancak artık bu durumun etkileri birçok hayat yıkmaya başlamıştır. Özellikle neden olduğu kredi kartı mağduriyetleri, bitmek tükenmeyen aile içi kavgalar en başlıca nedenlerdir. Ekonomik durumu elveren kesim dilediğince alışveriş yapabilmesine karşın diğer grup bu özgürlüğe sahip olamadığı için yaşadığı stresi eşine ve çocuklarına yansıtmaktadır. Bir çoğu, her seferinde evden çıkarken kendine söz verir. Bu sefer asla bir şey almayacağım diye ama nafile, elleri yine dolu gelir gerisin geri evine Bayanların daha çabuk etkilendiği bu hastalık erkekleri daha çok elektronik eşya alma konusunda esir almaktadır.  
 
Özellikle kış aylarında insanın ruhsal anlamda daha depresif olması kendini daha mutsuz hissetmesi, bu durumun en büyük tetikleyicisidir. Bunu fırsat bilen işletmeciler de kişilerin ruhlarını okşayıcı, onların bu zayıf yanlarını avlayabilecekleri promosyonlar aracılığıyla hedefi tam 12den vuruyorlar. 
  
İnternet bu hastalığın neresinde?

İnternet dünyasında yaygınlaşan online alışveriş siteleri bu çılgınlığın büyük parçalarından biri. Gittigidiyor , alışverişsepeti.com , hepsiburada gibi daha birçok alışveriş sitesi kişilere aldıklarını deneme fırsatı tanıyamasa bile avantaj sağladığı ve hastalığı tetikleyici yönleri de var. Çok acil durumlar karşısında bize alışveriş olanağı tanıyan sanal dünya bazen hayat kurtarıcı rol oynayabilmekte. Öte yandan farklı bir açıdan bakıldığı zaman sosyal fobisi olan, içekapanık yapıya sahip kişiler daha çok Internet üzerinden alışverişi tercih ediyor. Bireyler arası iletişimin mümkün olmadığı bu platform sayesinde sıkılmadan, yorulmadan saatlerce bilgisayar başında birçok vitrin gezebilmekte ve sayısızca ürünü sipariş edebilmekteler. Oysa yaya olarak alışveriş yapmayı tercih etse, belki de 5–6 mağaza sonrası yorulup almaya bir son verecektir.

Tetikleyici unsurlar neler?

Firma sahiplerinin yaptığı cazip indirimler, 2 haftada bir yapılan yeni kapmalar, dikkat çekici renklerlerle düzenlenen vitrinler ve sürekli etrafımızı kuşatan reklamlar, insanları alışverişe sürükleyen başlıca nedenlerdir. Bunun yanı sıra bankaların vermiş olduğu kredi kartları ve bu kredi kartlarının sunduğu cazip taksit olanakları ile alınabilirliği artan ürünler bu çılgınlığın büyük bir parçası. Değişen değerler de büyük bir paya sahip. Özellikler gençlerin kişisel özelliklerden sıyrılarak kişilerin sadece sahip olduğu maddi ürünler bazında bir değerlendirme yapmaları, sürekli bir trend yakalama arzusu gençleri benliğinden uzaklaştırıp mağazalara itmekte. Çoğu genç artık kendini bile giydikleri ve sahip oldukları ile algılar oldu. Sonuca baktığımız zaman bu hastalık bizi sadece maddi açıdan değil, artık hem manevi, hem de ilişki boyutunda tüketmeye başlamış durumda. Aşk ilişkileri bile sevgililerin birbirlerine ne kadar hediye aldığıyla ölçülür hale geldi. Ürün sahipleri bu durumu günden güne alınan hediyelerin maddi seviyesini yukarı çekerek zirveye taşıyor.

Nasıl kurtulabiliriz?

Her şeyden önce bu durumdan kurtulmanın tek yolu hastalığın farkına varmanız. Kendiniz fark edemez durumda yaşıyorsanız çılgınlığı, sizi uyaracak kişilerin etrafınızda bulunması ve duruma el koyması gerekir. Evden çıkarken ihtiyaçlarınızı gözden geçirin. Gerekirse eksikleri bir liste yapın ve görebileceğiniz en yakın yere iliştirin. Her dışarı çıktığınızda listeye göz atın hatta yanınıza alın. Eğer tüm bunlar da yeterli olmuyorsa alışverişe çıkacağınız zaman sizi kontrol edebilecek gerektiği durumlarda uyaracak hatta almanızı engelleyebilecek bir yakınınızı yanınızda bulundurun. Gerekli farkındalığa sahip olunca da bir süre yanınıza kredi kartlarınızı almayın, sadece nakit parayla alışverişe çıkın. Bütün bunlar yine de kontrol sağlamanız için yeterli olmuyorsa bir uzmandan yardım almanız gerekmektedir.

Makale Hakkında Yorum Yap

Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yapabilirsiniz.

Benzer Makaleler

İntihar Tek Çözüm Mü?

08.03.2018 13:23 436 Görüntülenme


İntihar Nedir? Psikolojik kriz, bireyin yaşamının aniden zorlu bir olay karşısında kesintiye uğramasıdır (Caplan,1964). Kişiler bu durumlarda, kendilerine özgü, olaylarla baş etme yöntemleri geliştirirler ve krizleri bu yöntemlerle atlatabilirler. Ancak bazı durumlarda bu yöntemler yetersiz kalabilir ve yaşanılan olay bireyi derinden etkileyebilir. Bu kendine yetememe durumu kişide umutsuzluk ve çaresizlik hissinin oluşmasına sebep olur. Bu hisle birlikte birey çektiği acılara son vermek için karşısına çıkan en çekici yöntem olan intiharı seçer. İntiharı bu denli çekici kılan en temel inanç da hissedilen yalnızlık, çaresizlik, ümitsizlik gibi duyguların ölümle birlikte sona ereceğidir. ...Devamı

Bilişsel Davranışçı Terapi Nasıl Fark Yaratır?

08.03.2018 13:18 352 Görüntülenme


Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir? Bilişsel davranışçı terapi etkili psikoterapi çeşitlerinden biridir. Kısa süreli, şimdiki zaman odaklı, sorunla ilgili doğru olmayan düşünce ve davranışı değiştirmeye yönelik bir terapidir. Bilişsel davranışçı terapi sadece o anki sorunu çözmeyi değil, danışanın günlük yaşantısında karşılaşabileceği sorunları çözmesine yardımcı özel teknikleri de öğretmeyi amaçlar. ...Devamı

Panik Bozukluk

08.03.2018 13:15 317 Görüntülenme


Panik Atak Nedir? Panik atak belirli rahatsızlıklarla birlikte görülen, beklenmedik bir anda ortaya çıkan, çarpıntı, kalp atışında hızlanma, terleme gibi bedensel belirtilerle birlikte delirme, kontrolünü kaybetme ve ölüm korkusunun da eşlik ettiği yoğun kaygı nöbetidir. Bu kaygı nöbeti kendisini nefes almakta güçlük, çarpıntı, titreme, baş dönmesi, boğuluyor gibi olma, bayılma hissi, vücudun farklı bölgelerinde uyuşma ve karıncalanma, soğuk veya sıcak basması gibi çeşitli fiziksel belirtilerle gösterir. Bu belirtilerin hepsi birden panik atak nöbeti yaşayan herkeste görülmez. Bu durumu yaşayan kişiler bulundukları ortamdan kaçmak veya uzaklaşmak üzere yoğun duygular yaşarlar. ...Devamı