KİMLERİN PSİKOTERAPİYE, PSİKOLOĞA, PEDAGOĞA, PSİKİYATRA İHTİYACI VARDIR?

22.05.2016 14:46 482 Görüntülenme

KİMLERİN PSİKOTERAPİYE, PSİKOLOĞA, PEDAGOĞA, PSİKİYATRA  İHTİYACI VARDIR?

HANGİ DURUMLARDA [PSİKOLOG][1] VEYA [PEDAGOG][2]A GİDİLMELİDİR?
0533 373 81 23
Malum olduğu üzere güvenlik, insanın temel ihtiyaçlarından biridir, bu hem insanın temel fizyolojik ihtiyaçlarının (açlık, susuzluk, dinlenme, uyku, solunum, dışkılama…) karşılanması, hem korunma ihtiyacının karşılanması hem de güvenli ilişkiler kurabilmesiyle ilgilidir. Yiyecek bulamayan, nefes alabilecek sağlıklı bir ortam ya da barınacak bir mekan bulamayan kişinin kendini güvende hissetmesi de düşünülemez. Bebeklikten itibaren yaş ilerledikçe şartlar değişse de, güven duyma ihtiyacı değişmez, yalnızca ortaya konma şekilleri farklılaşır. Karnı acıkan bir bebek ağlar, bir çocuk annesine acıktığını söyler, bir yetişkin yemek yapmak için alış verişe çıkar.
Değişen çevresel şartlara bağlı olarak güven duyma ihtiyacı insan doğasında her daim çalışır. Bir ihtiyaç doyurulur, yerine yeni bir ihtiyaç açığa çıkar. O doyurulur, bir yeni ihtiyaç ortaya çıkar. Sürekli olarak ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalışan bireyin kendini zaman zaman sıkıntılı, endişeli, kızgın ya da kaygılı hissetmekten alıkoyamaması normaldir. Çoğunlukla sevilen bir aktiviteye yönelmekle, eş dostla buluşup sohbet etmekle, açık havada yürüyüş yapmakla, biraz dinlenmek ya da bir süre uyumakla eski performansını yeniden kazanarak kendini güvende hisseder.
Bazen de yaşam içinde insan kayıplar, ölüm, travmalar, sınıfta kalma, tayin, işsizlik, iflas, borçlar, [boşanma][3], evlenme, önemli bir seçim yapma… daha ağır durumlarla baş etmek ve yüklü faturalar ödemek durumunda kalabilir. Duygu durumda bozulmalar, hafif ya da ağır depresyonlar, panik atak, kaygı bozuklukları, [aile içi iletişim][4]in bozulması, çarpık düşüncelerden kurtulamama, huzursuzluk, uykuların bozulması, iştahın artması ya da azalması… ödenen yüklü faturalardan bazılarıdır. Bu durumlarda kişi ne yapsa yetmediğini, çözüm üretemediğini, içinde bulunduğu durumla başa çıkamadığını hisseder. Çoğunlukla sorunlar en üst noktaya gelinceye kadar profesyonel bir yardım aramak aklına bile gelmez veya gelse de kendisini zamanın tedavi edeceğini umar. Zaman ilerler, ilerler. Zamanla beraber zamanın tedavi edeceği umulan sorunlar da beraberinde büyür büyür büyür. Bıçak kemiğe dayanır. Çekilen ruhsal sıkıntı dayanılmaz hale gelir. “Sen artık psikologa git” diyen sesleri daha çok duyar olur. Ve bıçağın kemiği tahrip etmeye başladığı noktada ya krize girer, tüm dünyaya küser, işi gücü bırakır “Ben deli miyim niye gideyim psikoloğa, siz gidin asıl? Nihayetinde psikolog dediğin bir insan değil mi, arkadaşımla konuşurum daha iyi hem o parada almıyor.” diye diye başlar evde pineklemeye.
Ya da bir [psikolog][5] veya [pedagog][6] aramaya koyulur, tanıdıklara sorar “Bildiğin iyi psikolog var mı, sanırım bu iş böyle olmayacak, artık dayanamıyorum, bir yardım almam şart oldu” ya da internete psikolog yazar ismi sıcak gelene ya da önüne ilk çıkan isme telefon açmaya cesaret etmeye çalışır. Cesaretini toplar bir randevu alır. Ve böylece psikoterapi süreci başlamış olur. Psikoterapi, bireyin kendini, içinde bulunduğu şartları, duygu ve düşüncelerini, düşünce kalıplarını, fizyolojik ve bedensel belirtilerini…mercek altına alarak kişisel bütünlüğe ve güven duygusuna yeniden kavuşma ve geleceğe daha sağlam adımlarla yürüme sürecidir.
Eğer; kendinizi çaresiz veya umutsuzluk hislerinden kurtaramıyorsanız
Anne babanız, kardeşleriniz, eşiniz, okul veya iş arkadaşlarınızla sorunsuz bir ilişki kuramıyorsanız
Dikkatinizi toplayamıyorsanız
Yeme-içme ve uyku düzeniniz normal seyrinde devam etmiyorsa
Fiziksel, cinsel ya da duygusal yönden istismar edildiğinizi düşünmekten vazgeçemiyorsanız
Size keyif veren işleri yapmak içinizden gelmiyorsa
Desteğe ya da sizi tarafsız olarak dinleyecek birine ihtiyaç duyuyorsanız [psikologdan bir randevu][7] almanız sizin için yararlı olabilir.

Dr Ekrem Çulfa      

Psikologlar Pedagoglar Koordinatörü                                                 
7/24 Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Randevu için Asistanım Hülya: 0533 373 81 23

Makale Hakkında Yorum Yap

Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yapabilirsiniz.

Benzer Makaleler

İntihar Tek Çözüm Mü?

08.03.2018 13:23 436 Görüntülenme


İntihar Nedir? Psikolojik kriz, bireyin yaşamının aniden zorlu bir olay karşısında kesintiye uğramasıdır (Caplan,1964). Kişiler bu durumlarda, kendilerine özgü, olaylarla baş etme yöntemleri geliştirirler ve krizleri bu yöntemlerle atlatabilirler. Ancak bazı durumlarda bu yöntemler yetersiz kalabilir ve yaşanılan olay bireyi derinden etkileyebilir. Bu kendine yetememe durumu kişide umutsuzluk ve çaresizlik hissinin oluşmasına sebep olur. Bu hisle birlikte birey çektiği acılara son vermek için karşısına çıkan en çekici yöntem olan intiharı seçer. İntiharı bu denli çekici kılan en temel inanç da hissedilen yalnızlık, çaresizlik, ümitsizlik gibi duyguların ölümle birlikte sona ereceğidir. ...Devamı

Bilişsel Davranışçı Terapi Nasıl Fark Yaratır?

08.03.2018 13:18 352 Görüntülenme


Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir? Bilişsel davranışçı terapi etkili psikoterapi çeşitlerinden biridir. Kısa süreli, şimdiki zaman odaklı, sorunla ilgili doğru olmayan düşünce ve davranışı değiştirmeye yönelik bir terapidir. Bilişsel davranışçı terapi sadece o anki sorunu çözmeyi değil, danışanın günlük yaşantısında karşılaşabileceği sorunları çözmesine yardımcı özel teknikleri de öğretmeyi amaçlar. ...Devamı

Panik Bozukluk

08.03.2018 13:15 317 Görüntülenme


Panik Atak Nedir? Panik atak belirli rahatsızlıklarla birlikte görülen, beklenmedik bir anda ortaya çıkan, çarpıntı, kalp atışında hızlanma, terleme gibi bedensel belirtilerle birlikte delirme, kontrolünü kaybetme ve ölüm korkusunun da eşlik ettiği yoğun kaygı nöbetidir. Bu kaygı nöbeti kendisini nefes almakta güçlük, çarpıntı, titreme, baş dönmesi, boğuluyor gibi olma, bayılma hissi, vücudun farklı bölgelerinde uyuşma ve karıncalanma, soğuk veya sıcak basması gibi çeşitli fiziksel belirtilerle gösterir. Bu belirtilerin hepsi birden panik atak nöbeti yaşayan herkeste görülmez. Bu durumu yaşayan kişiler bulundukları ortamdan kaçmak veya uzaklaşmak üzere yoğun duygular yaşarlar. ...Devamı