LOHUSALIK DEPRESYONU NASIL ATLATILIR

28.06.2016 21:41 483 Görüntülenme

Hamilelik öğrendikten sonra kadın erkek arasındaki ilişki değişmeye başlar. Anne adayının karnındaki çocuğa aşırı sevgi duyması dünyanın odak noktası olarak bebeği algılamaya başlayabilir. Hamilelik sürecinde hormonların değişimi baba tarafından hoş karşılanmalı geçici bir süre olduğu kabul edilmelidir.

Hamileliğin ilerlemesi ile birlikte çocuğa zarar verme korkusuyla cinsel birleşmelerde azalmalar ya da isteksizlik olabilir. Hekiminizin aksi bir söylemi olmadığı sürece cinsel ilişkinin çocuğa zararlı bir yanı yoktur.

Çocuk doğduktan sonra anne kısa süreli “lohusalık depresyonu” geçirmesi olası bir durumdur. Çocuğun doğumu ile birlikte uykusuz geçen geceler, çocuğun bakımı yeni anne baba olma heyecanı ile birlikte eşler birbirini ihmal etmeye başlayabilir.

Lohusalık dönemi anne için zorlu bir süreçtir. Ağlama nöbetlerinin, kendini yalnız hissetme duygusunun sık yaşandığı gözlemlenmektedir.

Baba çocuk bakımında yardımcı olması annenin yükünü paylaşması bu sürecin daha kolay atlatılmasına yardımcı olacaktır.

Babanın yardımıyla ve büyüklerin desteğiyle lohusalık depresyonu rahat atlatılabilir bir süreçtir. Ancak yıllarca süren ve majör depresyona dönüşen lohusalık depresyonu da olasılıklar arasındadır. Bu konuya dikkat edilmeli gerekirse uzmandan yardım alınmalıdır.

Bebeğin doğumuyla eşlerin birçoğu yataklarını ayırırlar. Anne bebeğin yanına taşınır ya da baba başka bir odaya taşınır.

Bunun gerek anne gerekse baba tarafından sunulan haklı gerekçeleri vardır. Bebeğin sık uyanması, annenin bebeği kontrol altında tutması, babanın sabah işe dinlenip gitme zorunluluğu gibi.

Bebeğin uyku sürecinin uzamaya başladığı süre içinde annenin veya babanın kendi odalarına bebeğin ayrı bir odada yatmasında hem bebeğin gelişimine hem de eş olma sürecine faydaları vardır. Bu süreç bebeğin doğumundan sonra yaklaşık 6 ay gibi bir zamanı alabilir.

Annenin eş’ e dönmesi babanın kendini dışlanmış yalnız hissetmelerini azaltacak ve karı koca olarak hem fiziksel hem ruhsal olarak birbirlerine yaklaşmasına neden olacaktır.

Anne de olduğu gibi baba içinde bebeğin katılması yeni bir süreç olduğu için her birey kendine göre sorunlar yaşamaktadır.

Bebeğin bakım sürecine baba da katıldığında aile olarak geçirecekleri zaman fazla olacağı için aralarındaki bağ güçlenecektir. Anne çocuğun altını değiştirirken  baba mamasını hazırlayabilir.  Babanın beceremediği konularda eleştirici yaklaşmayıp yönlendirici olunmalı ve zaman tanınmalıdır.

Çocuğun doğumuyla birlikte mutsuzluğun artış yaptığı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Mutsuzluk tartışmalarıda beraberinde getirir. Tartışırken sakin kalmaya dikkat edilmelidir. Yıkıcı cümleler yerine daha yumuşak cümleler kullanılmalıdır. Bu süreçte gergin geçireceğiniz zamandan çok sükunete ihtiyacınız olacağını unutmayınız.

Beklentileriniz hakkında konuşarak ortak noktalar bulunmaya çalışılmalı konuşmalar açık ve anlaşılır olursa anlaşılmalar ve uygulamalarda o kadar kolay olabilir.

Özel günleri veya baş başa geçirilecek zamanı artırarak sorunların üstesinden gelmeli daha kolay olacaktır.

Eşlerin en çok tartıştığı konuların bir tanesi de çocuğun bakımı ve eğitim sürecidir. Bazen baba anneyi bu konuda bazen de anne babayı suçlayıcı pozisyona girebiliyor. Her iki bireyinde çocukla olan hayalleri farklı olduğu için kendi istek ve arzularını çocuklar üzerinde oluşturmaya çalışırlar ve içinden çıkılmaz bir tartışmayı başlatmış olabilirler bu durumda çocukla ilgili hayallerinizi yetiştirme tarzınızı birbirinizle konuşarak ortak noktayı oluşturmaya çalışmalısınız.

Her doğum aile için yeni bir heyecan yeni bir maceradır. Ama bu heyecanı biz yönetirsek istediğimiz noktaya heyecan bizi yönetirse hezeyana dönüşebilir.

Makale Hakkında Yorum Yap

Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yapabilirsiniz.

Benzer Makaleler

İntihar Tek Çözüm Mü?

08.03.2018 13:23 437 Görüntülenme


İntihar Nedir? Psikolojik kriz, bireyin yaşamının aniden zorlu bir olay karşısında kesintiye uğramasıdır (Caplan,1964). Kişiler bu durumlarda, kendilerine özgü, olaylarla baş etme yöntemleri geliştirirler ve krizleri bu yöntemlerle atlatabilirler. Ancak bazı durumlarda bu yöntemler yetersiz kalabilir ve yaşanılan olay bireyi derinden etkileyebilir. Bu kendine yetememe durumu kişide umutsuzluk ve çaresizlik hissinin oluşmasına sebep olur. Bu hisle birlikte birey çektiği acılara son vermek için karşısına çıkan en çekici yöntem olan intiharı seçer. İntiharı bu denli çekici kılan en temel inanç da hissedilen yalnızlık, çaresizlik, ümitsizlik gibi duyguların ölümle birlikte sona ereceğidir. ...Devamı

Bilişsel Davranışçı Terapi Nasıl Fark Yaratır?

08.03.2018 13:18 352 Görüntülenme


Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir? Bilişsel davranışçı terapi etkili psikoterapi çeşitlerinden biridir. Kısa süreli, şimdiki zaman odaklı, sorunla ilgili doğru olmayan düşünce ve davranışı değiştirmeye yönelik bir terapidir. Bilişsel davranışçı terapi sadece o anki sorunu çözmeyi değil, danışanın günlük yaşantısında karşılaşabileceği sorunları çözmesine yardımcı özel teknikleri de öğretmeyi amaçlar. ...Devamı

Panik Bozukluk

08.03.2018 13:15 318 Görüntülenme


Panik Atak Nedir? Panik atak belirli rahatsızlıklarla birlikte görülen, beklenmedik bir anda ortaya çıkan, çarpıntı, kalp atışında hızlanma, terleme gibi bedensel belirtilerle birlikte delirme, kontrolünü kaybetme ve ölüm korkusunun da eşlik ettiği yoğun kaygı nöbetidir. Bu kaygı nöbeti kendisini nefes almakta güçlük, çarpıntı, titreme, baş dönmesi, boğuluyor gibi olma, bayılma hissi, vücudun farklı bölgelerinde uyuşma ve karıncalanma, soğuk veya sıcak basması gibi çeşitli fiziksel belirtilerle gösterir. Bu belirtilerin hepsi birden panik atak nöbeti yaşayan herkeste görülmez. Bu durumu yaşayan kişiler bulundukları ortamdan kaçmak veya uzaklaşmak üzere yoğun duygular yaşarlar. ...Devamı